CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP, Türkiye’nin içinden geçtiği bu sıkıntılı dönemde umutsuzluğu yıkacak tek adrestir. Çünkü CHP, Türkiye’nin içinden geçtiği bu sıkıntılı dönemde umutsuzluk aşılanamayacak tek adrestir. Biz başaracağız; tek adam rejimine karşı, diktatörlüğüne karşı elbette biz kazanacağız. Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “yakında kadın devrimini gerçekleştireceklerini” de söyledi.
Bu Yazıda Neler Var?
- Tek adam rejimine karşı elbette biz kazanacağız
- ÜLKEMİZİN DEMOKRASİ TARİHİNDE EŞSİZ YERE SAHİP BİR PARTİNİN MENSUPLARIYIZ
- “9 İLKE CHP’NİN UYGAR DÜNYAYLA BÜTÜNLEŞME AMACININ İLK TEMEL METİNLERİNDEN BİRİDİR”
- İNÖNÜ’NÜN DEMOKRASİYE DUYDUĞU SARSILMAZ BAĞLIĞIDIR
- “ECEVİT BASKICI REJİME KARŞI SÜRDÜRÜLEN MÜCADELENİN DE AKTÖRLERİNDEN BİRİ OLDU”
- “HER BİR TARTIŞMA CHP’Yİ BÜYÜTEN, GÜÇLENDİREN SONUÇLAR DOĞURMUŞTUR”
- “GÖRECEKSİNİZ, YAKINDA KADIN DEVRİMİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
- GELECEĞE EMİN ADIMLARLA YÜRÜMEKTİR
- “CHP, GERÇEKLEŞEN DEVRİMLERİN ÖNCÜSÜDÜR”
Tek adam rejimine karşı elbette biz kazanacağız
CHP, kuruluşunun 100. yıldönümü dolayısıyla Ankara Anıtpark’ta sanatçı Candan Erçetin’in de konser vereceği bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe, CHP’nin eski Genel Başkanları Hikmet Çetin ve Altan Öymen ile eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, etkinlikte şu konuşmayı yaptı:
ÜLKEMİZİN DEMOKRASİ TARİHİNDE EŞSİZ YERE SAHİP BİR PARTİNİN MENSUPLARIYIZ
Bizler; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten günümüze; ülkemizin demokrasi tarihinde eşsiz yere sahip bir partinin mensuplarıyız. Büyük Atatürk’ün, kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyetimizle birlikte ‘iki büyük eserinden biri olarak’ nitelendirdiği CHP bugün itibariyle 100 yaşında. Cumhuriyet Halk Partimizin 100. yaşı kutlu olsun. Tüm Cumhuriyet Halk Partililerin 100. yılları kutlu olsun.
Milli Mücadelemizin en önemli dönüm noktalarından biri olan 4 Eylül 1919 tarihli Sivas Kongresi partimizin ilk kongresidir. Atatürk de CHP’nin 15 Ekim 1927 tarihli 2. Büyük Kurultayı açış konuşmasında, ‘Fırkamız, geçen ıstırap seneleri içinde milletimizin hayatı ve şerefi için gösterdiği yüksek azim ve iradenin mümessili olarak, bundan dokuz sene evvel meydana çıkmıştı. Bütün Anadolu ve Rumeli’ye şamil olmak üzere ilk umumi kongremiz Sivas‘ta akdedilmişti’ sözleriyle, partimizin ilk kongresini tescil etmiştir. Bu nedenle, kuruluşundan önce ilk kongresini yapmış bir parti olarak da dünya siyasi tarihinde özgün bir yere sahibiz. İlk kongremizde alınan kararların sekizinci maddesi özetle şöyledir: ‘Milletlerin kendi kaderlerini bizzat tayin ettikleri bu tarihsel çağda merkezi hükümetimizin millî iradeye bağlı olması zorunludur. Merkezi hükümetin hemen millî meclisi toplaması, millet ve memleketin geleceği hakkında alınacak bütün kararları meclis denetimine sunması zorunludur’. Görüleceği üzere Sivas’ta kongre kararıyla kayıt altına alınan millet egemenliğine tam bağlılık, partimizin ana omurgasını oluşturmuştur.
Öte yandan; partimizin, siyaset bilimi müktesebatına uygun olarak kurulduğu tarih 1923’tür. Atatürk’ün, 6 Aralık 1922’de yaptığı ‘Halkçılık esasına dayanan ve Halk Partisi adıyla siyasi bir parti kurma niyetindeyim’ açıklamayla başlayan çalışmalar, 9 Eylül 1923’de parti tüzüğünün kabul edilmesiyle tamamlanmıştır.
“9 İLKE CHP’NİN UYGAR DÜNYAYLA BÜTÜNLEŞME AMACININ İLK TEMEL METİNLERİNDEN BİRİDİR”
Partimizin ilk programı da 8 Nisan 1923’de Atatürk’ün imzasıyla açıklanan ve bir beyanname niteliği taşıyan ‘9 Umde’dir. Yani 9 ilkedir. 9 ilkenin ilk maddesi şöyledir; ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İdare yöntemi halkın doğrudan doğruya kendi kaderini belirlemesi esasına dayanır. Ulusun gerçek temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında hiçbir kişi, hiçbir makam, hiçbir güç milletin kaderine egemen olamaz.’
4 Eylül 1919’dan 9 Eylül 1923’e kadar geçen zaman içinde Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucu kadroları, millet egemenliğine duydukları inançtan asla ve asla geri adım atmamışlardır. İlk maddeyle birlikte, saltanatın kaldırılması ve egemenliğin milletin gerçek temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde toplanması, yargı, maliye, güvenlik, tarım, ekonomi, sosyal güvenlik, sosyal yardımlar ve kamu alanında bilimsel temelli reformlar yapılması, laik eğitim sistemine geçilmesi, kamu hizmetlerinin denetime tabi kılınması, kamu istihdamının liyakat esasına dayandırılması gibi maddeler nedeniyle 9 ilke CHP’nin uygar dünyayla bütünleşme amacının ilk temel metinlerinden biridir. Bununla gurur duyuyoruz.
İNÖNÜ’NÜN DEMOKRASİYE DUYDUĞU SARSILMAZ BAĞLIĞIDIR
Partimiz 15 Ekim 1927’de 2. Büyük Kurultayı’nı toplamıştır. Atatürk’ün Büyük Nutku’nu da okuduğu bu kongrede ilk dört ilkemiz Cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik ve milliyetçilik ilkeleri kabul edilmiştir. 1931 yılında gerçekleşen 3. Büyük Kurultayda devletçilik ve devrimcilik ilkelerinin kabulüyle, partimizin ‘Altı Ok’u tamamlanmıştır. Atatürk’ün katıldığı son kurultay ise Mayıs 1935 Kurultayıdır. Atatürk bu kurultayda, ‘Uçurumun kenarında yıkık bir ülke’ cümlesiyle başlayan veciz konuşmasını yapar. Partimizin ismi de artık Cumhuriyet Halk Fırkası değil, Cumhuriyet Halk Partisi’dir.
Büyük Atatürk’ün ölümünün ardından partimizin ilk olağanüstü kurultayı toplanır. Atatürk’ün yol arkadaşı, Lozan kahramanı, 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü Aralık 1938 kurultayında ikinci genel başkanımız olarak seçilir. Merhum İnönü, Atatürk’ün başlattığı milli kalkınmanın ve çağdaşlaşmanın sürdürücüsü olmakla kalmayacak; ülkemizi 2. Dünya savaşından uzak tutan bir diplomasi dehası olarak da tarihteki yerine alacaktır. İnönü aynı zamanda, ismini demokrasi tarihimize altın harflerle yazdırmayı da başaracaktır. Ülkemizi çok partili siyasi hayata taşıyan en temel olgu İnönü’nün demokrasiye duyduğu sarsılmaz bağlılığıdır.
“ECEVİT BASKICI REJİME KARŞI SÜRDÜRÜLEN MÜCADELENİN DE AKTÖRLERİNDEN BİRİ OLDU”
Ecevit’in bu sahiplenişi, ‘Halkçı Ecevit’ efsanesinin doğmasına neden oldu. Karaoğlan, 1974 yılında Başbakan Yardımcılığını Merhum Necmettin Erbakan’ın üstlendiği CHP- MSP koalisyon hükümeti döneminde Kıbrıs’ın Beşparmak dağlarına milliyetçiliğimizi nakşetti… Ecevit sadece 70’li yıllar boyunca sadece partimizi iktidar yapmanın mücadelesini sürdürmedi. Aynı zamanda ülkenin içinden geçtiği karanlık dönemde baskıcı rejime karşı sürdürülen mücadelenin de aktörlerinden biri oldu. Bu mücadelesini 12 Eylül askeri darbe döneminde de kararlılıkla sürdürdü. Ecevit sonrası CHP’de özel bir yeri olan merhum Deniz Baykal’ı da sevgiyle ve özlemle anıyorum.
“HER BİR TARTIŞMA CHP’Yİ BÜYÜTEN, GÜÇLENDİREN SONUÇLAR DOĞURMUŞTUR”
Bu temel ilke doğrultusunda parti içi tartışmalardan da çekinmemiştir. Parti içi tartışmaları yenilenmenin aracı olarak kabul etmiştir. Her bir CHP’li; etik ilkelere bağlıdır. Tartışmalar; Büyük Atatürk’ün önderliğinde başlayan demokratikle hedefine taşıyan bir katkıdır. Bu bağlamda, yüzyıllık tarihimiz boyunca yaşadığımız tüm tartışmalar, yeni ve güçlü başlangıçlarımız için bir liman vazifesi görmüştür. Her bir tartışma CHP’yi büyüten, güçlendiren sonuçlar doğurmuştur.
“GÖRECEKSİNİZ, YAKINDA KADIN DEVRİMİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
100. Yılımızda nasıl bir Türkiye istiyoruz? Bir, Üniversiteleri özerk, bilgi üreten, teknoloji devrimini yaşatan bir Türkiye… İki, geleceğini yurt dışında arayan değil, emeğini, bilgisini ülkesi için harcayan, ülkesi için kullanan gençlerinin ve vatandaşlarının mutlu olduğu bir Türkiye istiyoruz. Üç, herkesin düşüncesini özgürce ifade edebildiği, hapishanelerinde düşüncelerinden ötürü hiçbir tutuklunun, hükümlünün bulunmadığı bir Türkiye istiyoruz. Dört, devlet yönetiminde liyakatin egemen olduğu, devleti oluşturan kurumların kendi kültürlerini oluşturdukları, inşa ettikleri bir Türkiye istiyoruz.
Beş, yargının bağımsız ve tarafsız olduğu, adaletin, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaate göre gerçekleştiği bir Türkiye istiyoruz. Yani ‘darbe hukuku’ndan arınmış bir Türkiye istiyoruz. Altı, siyasetin ahlaki temeller üzerinde yapıldığı, dinin, inançların, kimliklerin siyasete alet edilmediği, inançlara, kimliklere ve yaşam tarzlarına saygı duyulduğu, hiç kimseye ikinci sınıf vatandaş muamelesinin yapılmadığı bir Türkiye istiyoruz. Yedi, kadın erkek eşitliğinin sağlandığı, doğa haklarının korunduğu bir Türkiye istiyoruz. Bir parantez açayım bu arada. Göreceksiniz, yakında kadın devrimini gerçekleştireceğiz. Sekiz, basının, yani medyanın iktidarlar tarafından baskılanmadığı, gazetecilerin hapse atılmadığı; gücü, yani iktidarı koşulsuz destekleyen medyanın kamu kaynaklarıyla beslenmediği bir Türkiye istiyoruz.
GELECEĞE EMİN ADIMLARLA YÜRÜMEKTİR
Dokuz, kamu kaynaklarını harcayan iktidarın harcadığı her kuruşun hesabını verdiği bir Türkiye istiyoruz. Yani devlet yönetiminin şeffaf olduğu Türkiye istiyoruz. On, kuruluşundaki felsefeye uygun olarak ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesinden vazgeçmeyen bir Türkiye istiyoruz. On bir, küresel çaptaki tüm gelişmeleri izleyen, iklim değişikliğinden teknolojiye kadar sorunları gören, çözümü için planlama yapan, yaşam kalitesini yükselten bir Türkiye istiyoruz. Yani siyasal bağımsızlığını ekonomik gücüyle güvence altına alan bir Türkiye istiyoruz. On iki, Milli Kurtuluş Savaşını yöneten Gazi Meclisin, yolsuzlukları aklayan değil, bir kişinin iradesine teslim olan değil, kuruluşundaki ruha dönmeyi amaçlayan bir Türkiye istiyoruz. On üç, tüm bu ve benzeri hedeflerin gerçekleşmesi için eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan, kişinin sorgulama kapasitesini geliştiren, laik ve bilimsel eğitimin vazgeçilmezliğini savunan bir Türkiye istiyoruz. Yani ‘fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür’ nesiller yetiştiren bir Türkiye istiyoruz.
Bunları gerçekleştirdiğimizde hep birlikte büyük bir değişime, dönüşüme imza atmış olacağız. Bu imza sadece bizim değil, bu güzel ülkenin gençlerine, kadınlarına, çiftçilerine, bilim insanlarına, iş insanlarına yani hepimize ait olacak. Bize göre Cumhuriyet Halk Partililerin bugün için en önemli görevi şudur. Bu zamana kadar buluşamadıklarımızla da buluşarak geleceğe emin adımlarla yürümektir.
“CHP, GERÇEKLEŞEN DEVRİMLERİN ÖNCÜSÜDÜR”
CHP, Türkiye’nin Bağımsızlık Savaşı’nın ve onun devamında gerçekleşen devrimlerin öncüsüdür. CHP’nin tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihiyle özdeştir. 100 yıl boyunca memleket ve millet her türlü dayanaktan mahrum bırakılmıştır. Uğursuz bir hengâmenin yaşandığı bir dönemden geçtik. Herkesi çatısının altında buluşturan mukaddes, devrimci bir parti’ olmaktan vazgeçmedik. Asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. O nedenledir ki; CHP, Türkiye’nin içinden geçtiği bu sıkıntılı dönemde umutsuzluğu yıkacak tek adrestir. Çünkü; CHP, Türkiye’nin içinden geçtiği bu sıkıntılı dönemde umutsuzluk aşılanamayacak tek adrestir. Biz başaracağız; tek adam rejimine karşı, diktatörlüğüne karşı elbette biz kazanacağız. Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız… Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi… Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti…”