CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “OVP’nin hedefleri ise daha mürekkebi kurumadan riske girmiş görünüyor. Neresinden bakarsanız bakın tulumbada su bitti. Kazanın dibi delindi. Yedi öncelikli reform alanı belirlemiş ancak bu reform alanları içerisinde nedense ‘hukukun üstünlüğünün temini’ ‘yargının bağımsızlığı’ yer almıyor.
Bu Yazıda Neler Var?
- OVP şimdiden riske girdi
- Öztrak, şunları söyledi:
- “EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA DEPREM BÖLGESİNDE ÇÖZÜLMEYİ BEKLEYEN BİR ÇOK SORUNLA BAŞLIYORUZ”
- Okullarda akran zorbalığı var
- “KANTİNLER ATEŞ PAHASI”
- “TULUMBADA SU BİTTİ”
- “ENFLASYON TAHMİNLERİ NASIL TUTACAK MERAK EDİYORUZ”
- Öztrak, basının sorularını da yanıtladı.
- “BİZE DE YOLUNUZ AÇIK OLSUN DEMEK DÜŞER”
OVP şimdiden riske girdi
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “OVP’nin hedefleri ise daha mürekkebi kurumadan riske girmiş görünüyor. Neresinden bakarsanız bakın tulumbada su bitti. Kazanın dibi delindi. Yedi öncelikli reform alanı belirlemiş ancak bu reform alanları içerisinde nedense ‘hukukun üstünlüğünün temini’ ‘yargının bağımsızlığı’ yer almıyor. Bunlar bir ekonomi programı için gömleğin doğru iliklenmesi gereken ilk düğmeleri. OVP’de gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiş. Bu program Kristof Kolomb’un yumurtası gibi, dibi kırılmadan dik durmaz.
Kur Korumalı Mevduattan çıkış açıklamaları, yabancı kuruluş ve yatırımcıların sürekli tekrar ettikleri fazla değerli Türk lirası sözleri, vergilerdeki olağanüstü artış hedefi, faiz hariç bütçe dengesinde öngörülen hızlı düzelme, beklenen enflasyona göre maaş artışı planlaması, programdaki esnek çalışma maddeleri, kıdem tazminatıyla birleşecek yeni emeklilik modelleri, önümüzdeki yıl olağanüstü yavaşlayacak bir tüketim, kredi kartının sınırlanacağına dair sinyaller, tüketici kredilerinde yüzde 50’lerin üzerini gören faizler, Dünya Bankası’ndan gelen Türkiye’ye ayrılan kaynakların iki katına çıkarılacağı açıklamasında kullanılan ‘ekonomideki istikrar sağlamaya yardımcı olmak için’ ifadesi ve en son uluslararası para fonunun ülke masasına gönderilen tanışmak için çay partisine davet hükümetin seçim sonrası IMF kapısına dayanacağını şimdiden gösteriyor” dedi. Öztrak yerel seçim ittifakıyla ilgili de “Bizim dışımızdaki bir parti ‘Ben kendi adaylarımı göstereceğim’ diyorsa, bize de ona yolunuz açık olsun demek düşer” ifadelerini kullandı.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK toplantısının ardından CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Öztrak, şunları söyledi:
CHP’nin tarihinde milliyetçiliği; ‘Kıbrıs’ın topraklarına Ege’nin deniz yataklarına Batı Anadolu’nun haşhaş tarlalarına’ yazanlar vardır. Emperyalistlerin tehdit mektuplarına karşı dimdik durup, ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır’ diyenler vardır. ‘Bu toprakları emperyalistlerin çizmelerine ezdirmeyiz’ diyerek 1 Mart Tezkeresi’nin karşısına dikilenler vardır. ‘Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı’ Dünyanın en büyük sivil eylemlerinden birini yaparak adalet için Ankara’dan İstanbul’a yürüyenler vardır. Biz bu çatı altında bulunmaktan onur duyuyoruz. CHP’nin 100. kuruluş yıl dönümünde; ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü silah arkadaşlarını bu toprakları bizlere vatan kılmak için canlarını ortaya koyan kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kere daha rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
“EĞİTİM ÖĞRETİM YILINA DEPREM BÖLGESİNDE ÇÖZÜLMEYİ BEKLEYEN BİR ÇOK SORUNLA BAŞLIYORUZ”
Bugün okullar açıldı. Yeni eğitim ve öğretim yılına özellikle deprem bölgesinde okulların fiziki durumundan, öğretmenlerin barınmasından, çevredeki asbeste kadar çözülmeyi bekleyen pek çok sorunla başlıyoruz. Tadilatlar geç başlamış. Başta kırsal kesimdekiler olmak üzere okullarda yeni döneme doğru dürüst hazırlık yok. Yedi ay geçmiş, biz hala deprem bölgesinde su sorunu konuşuyoruz. Hükümet oralı değil. Bölgede ciddi barınma sorunları var. Ama saray sorunu çözmenin değil ihale dağıtmanın peşinde. TOKİ’nin sitesinde toplam tutarı 203 milyar liraya ulaşan 108 bin konutluk ihalenin bilgileri yer alıyor. Basına yansıyan bilgilere göreyse 200 bin konutun inşaatına başlanmış. Buna karşın Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın Deprem Raporunda bölgede ‘acil yıkılacak, yıkık veya ağır hasarlı’ konut sayısının 518 bin olduğu söyleniyor. Yani yapımına başlanan, yıkılanın yarısı bile değil.
Okullarda akran zorbalığı var
Araştırmalara göre ülkemizde her üç öğrenciden biri ayda en az bir kez akran zorbalığıyla karşı karşıya kalıyor. Gerek afetten etkilenen gerek akran zorbalığına maruz kalan çocuklarımızın rehber öğretmenlere ve psikolojik danışmanlara çok ihtiyacı var. Rehber öğretmenlerimiz de hükümetin ‘100 öğrencisi olan her okula, bir rehber öğretmen’ sözünü tutmasını bekliyor. Sadece rehber öğretmenler değil pek çok alanda öğretmen ihtiyacı var.
Okullarda yardımcı hizmetli ve güvenlik görevlisi eksikleri var. Ama Hükümet eğitim sistemindeki sorunlara odaklanmak, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek yerine eğitim sistemini ideolojik vesayet altına almaya çabalıyor. Görevi bu ülkenin gençlerine, başka ülkelerdeki akranlarıyla aynı sürede daha fazla üretip, daha fazla kazanacak yetenekleri sağlayacak. Çağın gerekleriyle uyumlu kaliteli eğitimi vermek olan bakan, eğitimin gerçeklerinden kopmuş, başka dünyalarda yaşıyor.
Ama ülkemizde gençler iş, işverenler de ihtiyaç duyduğu nitelikli elemanları bulamıyor. Eğitim sistemi sürekli hallaç pamuğu gibi atılıyor. Önce sınıfta kalma kalkıyor, sonra geri geliyor, sınav konuyor, sınav kaldırılıyor. Eğitim sistemindeki kaos bir türlü bitmiyor. Diğer taraftan, sarayın azdırdığı hayat pahalılığı nedeniyle bir öğrenciyi okula başlatmak el yakıyor. Kıyafeti, eşofmanı, ayakkabısı, kırtasiyesi. Masraf 5 bin lirayı buluyor. Bunun daha servisi var. Bunun daha yemesi içmesi var. Dünyada gıda fiyatları, Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başladığı dönemde zirveyi gördü. O günden bugüne yüzde 24 azaldı. Bizde ise aynı dönemde yüzde 110 arttı. Saray yönetiminin beceriksizliği nedeniyle ülkemizde gıda fiyatları 36 aydır kesintisiz artıyor.
“KANTİNLER ATEŞ PAHASI”
Kantinlerde de fiyatlar ateş pahası. Okulda beslenme programlarının obeziteyle mücadele eylem planlarının adı var kendisi yok. Devlet tarafından çocuklarımıza ücretsiz sağlanması gereken yemek eğitim gören her 10 öğrenciden birine bile ulaşmıyor. Çocuklar okuldan da aç dönüyor. Uluslararası yarışma sınavlarında kafamızı en dipten bir türlü kaldıramıyoruz. PISA sınavlarında 38 üyeli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı içerisinde Fende 30, okuma becerilerinde 31, matematikte 33. sıradayız. Yetersiz beslenme ve yetersiz eğitim nedeniyle okuduğunu anlamakta bile zorlanan bir nesil yetişiyor.
Okul bitirmek de tek başına çözüm değil. Üniversite mezunu işsiz sayımız bir milyon civarında. İşe gitmeyen, okumayan, evde oturup Anasının babasının eline bakan 2,5 milyon ev gencimiz var. İyi eğitim almış pırlanta gibi gençlerimiz yurt dışında geleceklerini arıyor. Yerlerine de bu hükümet sayesinde delik deşik olmuş, peşaverleşmiş sınırlarımızdan ne idüğü belirsiz yüz binlerce sığınmacı geliyor. Ülkemizin geleceği, ellerimizden kayıyor. Bütün bunlara rağmen tüm öğrenci ve öğretmenlerimize yeni eğitim öğretim yılında başarılar diliyoruz.
Yunanistan kendilerine gelen sığınmacı sayısı bir yılda 2 bin kişi arttı diye Almanya’ya ‘Sorunun kaynağı Türkiye, yeni bir mülteci anlaşması için Türkiye’ye baskı yapın’ diye bas bas bağırıyor. Bu işler böyledir. Arkanızda, dış politikanıza güç katacak bir ekonomi bırakmazsanız, başka ülkeler size aklına geleni dayatmaya kalkar. Bugün açıklanan Temmuz ayı işsizlik verilerine göre gerçek işsiz sayımız bir miktar gerilemiş görünse de 8 milyon 742 bin kişi seviyesinde devam ediyor. Bu, dünya üzerindeki 97 ülkenin nüfusundan fazla. Ülkede sadece yoksulluğu değil, artık açlığı konuşuyoruz.
“TULUMBADA SU BİTTİ”
Nitekim, Hazine ve Maliye Bakanı bunu da itiraf ediyor. Bugün katıldığı programda enflasyondaki artışla ilgili soruya yanıt verirken, önce deprem harcamalarından ardından ücretlerdeki artışların etkisinden sonra da ‘Seçim öncesi alınan bazı kararları telafi etmeleri gerektiğinden’ dert yandı. Çözüm olarak da daha fazla vergi tahsil etmekten daha fazla özelleştirmeden medet umduğunu açıkladı. Zaten bugüne kadar milletin atadan dededen kalma 63 milyar dolarlık malını mülkünü satıp yediler. Kalanı da Varlık Fonu’na doldurup borca teminat gösterdiler. Daha neyi satacaksınız? Bütçe açığına ciddi bir cari açık da eşlik ediyor.
Bugün açıklanan temmuz rakamlarına göre tek aylık cari açık 5 milyar 466 milyon dolar, yıllık cari açık ise 58 milyar 517 milyon dolar. Yılın başından beri gerçekleşen 7 aylık cari açık ise 42 milyar doları aştı. Daha yeni yayınlanan OVP’de bu yılın tamamı için öngörülen cari açık da bu kadardı. OVP’deki cari açık hedefinin tutması için yılın kalanında hiçbir ayda cari açık vermemek gerekiyor. Bu taii mümkün değil. Erdoğan’ın cari fazla vererek enflasyonu düşürme safsatası da sürekli duvara tosluyor. OVP’nin hedefleri ise daha mürekkebi kurumadan riske girmiş görünüyor. Özetle, neresinden bakarsanız bakın tulumbada su bitti. Kazanın dibi delindi.
Yedi öncelikli reform alanı belirlemiş ancak bu reform alanları içerisinde nedense ‘hukukun üstünlüğünün temini’ ‘yargının bağımsızlığı’ yer almıyor. Bunlar bir ekonomi programı için gömleğin doğru iliklenmesi gereken ilk düğmeleri. OVP’de gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiş.
“ENFLASYON TAHMİNLERİ NASIL TUTACAK MERAK EDİYORUZ”
Enflasyon tahminlerine gelirsek, seçimlerin ardından hükümet, maaş, ücret ve aylıklara zam yaparken bu yıl için yüzde 22 enflasyonu esas aldı. Maaş, ücret, aylık ayarlamaları tamamlandı sonra Merkez Bankası geçtiğimiz ay yayımladığı Enflasyon Raporu’nda ‘Bu yıl enflasyon yüzde 58 olur’ dedi. Yetmedi, son faiz kararında ‘Bu yıl enflasyon tahminin üst bandına yakın seyredecek’ diyerek, enflasyon tahminini 62’ye yükselttiler. Şimdi açıkladıkları Orta Vadeli Program’da ‘bu yıl enflasyon yüzde 65 olur’ diyorlar. Sadece birkaç hafta içinde enflasyon hedefini yüzde 22’den yüzde 65’e çıkartan hükümetin açıklaması, ‘Mevcut resmi anladıkça tahminlerimiz değişti’ oldu. Ama onlar resmi anlayana kadar olan memura, emekliye, emekçiye oldu. Peki birkaç haftada enflasyon hedefini bu kadar değiştiren bir hükümet, önümüzdeki 3 yıl için koyduğu enflasyon hedef ve tahminlerini nasıl tutturacak? Bunu merak ediyoruz.
Öztrak, basının sorularını da yanıtladı.
Öztrak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin İstanbul’daki toplantılarına katılmaması yönündeki soruya “Genel Başkanımız bir ile gittiğinde o ildeki tüm parti yetkililerini, başta seçilmişler olmak üzeri o programdan haberi olur. İl başkanlarımız da bunun koordinasyonunu sağlar. Ekrem Bey de bizim belediye başkanımızdır” dedi. Öztrak, CHP’nin 100. yıl resepsiyonuna İmamoğlu’nun katılmamasına yönelik soruya da “Hafta sonunda 3 gün belediye başkanlarımızın olduğu illerde de kutlama programları vardı, partimizin 100. yılıyla ilgili. Bir gün önceki resepsiyona katılmayan başkanlarımız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu da dahil 9 Eylül sabahı Anıtkabir’deki programa katıldı” diye yanıt verdi.
Öztrak, CHP’nin 100. yıl videosunda kısa olarak görünen EOKA fotoğrafıyla ilgili soruya ise şöyle yanıt verdi:
“O videolara baktığınız zaman Kıbrıs’ın dağlarına nasıl bayrağı diktiğimiz anlatılıyor. Niye revize yapalım. Kıbrıs’ın dağlarına milliyetçiliği yazdığımız videoyu gösteren ve bunun bir parçası olan görüntüleri neden revize edelim. Genel Başkan Yardımcısı arkadaşımız bununla ilgili açıklamaları zaten yaptı. Gerçekten bakıyorum, karşı tarafın sık sık kullandığı bu film ve resimler bunlar. Bizim de hazırlamış olduğumu dört dörtlük videoda görünce herhalde büyük bir tepki oluştu. Niye bizim kullandığımızı bunlar da kullanıyorlar. Kıbrıs’ın dağlarına dikilen o bayrağın CHP’nin eseri olduğunu söylüyorlar. Diye herhalde kıskandılar.”
“BİZE DE YOLUNUZ AÇIK OLSUN DEMEK DÜŞER”
Öztrak, İYİ Parti’nin yerel seçimlerde ittifak yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya “Geçen hafta durduğumuz yeri söyledim. Bu süreçle ilgili durduğumuz yerde biz şehirlerde yapılacak olan iş birliklerine kapalı olmadığımızı da ifade ettim. Ama bizim dışımızdaki bir parti ‘Ben kendi adaylarımı göstereceğim’ diyorsa, bize de ‘yolunuz açık olsun demek’ düşer. Belediye seçimleri tek turlu seçimdir. Belediye seçimlerinden bundan önceki örneklerinde gördüğümüz gibi, yüzde 25 ile alındığı seçimlerin olduğunu da unutmamak gerekir” diye yanıt verdi.