USD34,47
EURO36,27
JPY0,224000
RUB0,340400
GBP43,60
EURO/USD1,05
BIST9.367,77
GR. ALTIN2.956,93
BTC97.146,71
featured
uzay-kesifleri

Evrenin Yapısı Hakkındaki Büyük Uzay Keşifleri Nelerdir?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugüne kadar hepimiz evrenin yapısı hakkında birtakım şeyler duymuşuzdur. Ancak bu duyumların ne kadarına hakimiz. Hiç bu soruyu merak ettiniz mi? Ayrıca bugüne kadar kimlerin yaşadığımız evreni açıklamaya çalıştığını düşündünüz mü? Bu sorular büyük sorulardır. Ancak birçoğumuz günlük hayattaki problemler ya da sıkıntılar nedeniyle çoğu zaman bunları atlarız.

Bizde sizlere bu yazımızda evrene dair büyük uzay keşiflerinden bahsedeceğiz. Ancak bunu yaparken sadece gezegenler değil bilim insanları ve teknolojiden de konuşacağız. Ayrıca insanların geçmişte evrenin yapısı nasıldır gibi sordukları sorulara da yanıt arayacağız. Ancak buradaki birkaç önemli noktayı söylememiz gerekiyor. Burada uzay ve uzayın yapısı hakkında konuşmayacağız. Daha çok onun içinde yer alan şeylerin nasıl ve niye keşfedildiğini konuşacağız.

Evrenin Yapısının Genişlemesi; Mars’ta Su Bulunması, 1975

Parvical Lowel 19. Yüzyılda Mars’ta kanallar görebildiği iddia etmişti. Ne yazık ki, bu durum maalesef onu hayal gücünün bir ürünüydü. Mars’ta suyun varlığı bilim kurgudan ibaretti.  En azından Mariner 9’un 1971’de Mars’a ulaşmasına kadar. Mariner 9 astronomlara kızıl gezegende su bulunabileceğini daha ilk ipuçlarını verdi. Antik nehir yatakları ve kanyonlar, hava durumu ve sisle beraber Mars’ta bir dönemler su bulunduğunun işaretiydi.

Her ikisi de yörünge ve iniş aracından oluşan Viking 1 ve 2 1975 yılında Mars’a ulaştı. Araçların bulguları Mars’ta bir zamanlar suyun var olduğunu doğruladı. Vikingler Mars’tan geriye kurumuş sulak alanların, yüzeydeki derin kanyonların kartpostallarını yolladı.  Bu olay evrenin yapısı hakkında önemli bir bulguydu. Aynı zamanda toprak ve kayalardaki erozyon kanıtları ile bir dönemler yüzeye yağmur düşmüş olduğunu önerdiler.

2000’lerde önemli bir gelişme daha oldu. Avrupa Uzay Ajansı’nın Mars Express aracı Mars yüzeyine birkaç metre altında gömülü su buzu tespit etti. Spirit ve Opportunity keşif araçları milyonlarca yıl önce akan su tarafından kimyasal olarak değişime uğrayan yüzey üzerinde gezindi. Görünene göre Mart geçmişte şu an olduğundan daha sıcak ve daha sulak bir gezegendi.

Evrenin Yapısı Hakkında Bir Keşif; Willam Herschel ve Uranüs

uranüs

İlk başta yıldız olduğu düşünülen Uranüs, astronomlar tarafından 1690’larda dahi gözlenmişti. Fakat keşfi ancak 1781 yılında yapılabildi. Bu durum evrenin yapısı hakkında birçok bilinmeyeni gün yüzüne çıkardı. Almanya’da doğan İngiliz astronom William Herschel bu gaz dünyayı ve 6 yıl sonrasında uyduları keşfederek tarih yazdı. Bu uydular Titania ve Oberon’du.

Herschel yansıtıcı teleskobu ile çift yıldızları tararken İkizler Takımyıldızında Uranüs’e denk geldi. Ancak gördüğü cismin sıra dışı hareketi nedeniyle bir kuyruklu yıldız olduğuna karar verdi. Gizemli bu cisim ile ilgili ilk tespiti kendisini tatmin etmediği için, astronom yorulmadan gözlemlerine devam etti. Bu bir kuyruklu yıldız değilse ne olabilirdi? Herschel detaylı bir şekilde yaptığı gözlemlerden sonra bu cismin bir gezegen olduğundan emin oldu.

Bu uzak dünyanın meşhur Satürn’nün yörüngesinin de ötesinde olması gerektiğini anladı. Böylelikle o dönemde bilinen evrenin yapısı kısaca genişlemiş oldu. Cismi Güneş Sistemi’nde bilinen 5 gezegenin arasına ekledi. 65 yıl sonra Lexell adında Rus bir astronom, gezegenin hareketlerinde bir farklılık keşfetti. Bu hareketler Newton’un yasalarına uymuyordu. Bu durum uzaktaki bir cismin bu gezegeni etkilemesi olabilirdi. Gerçekten de bu düşünce Neptün’ün keşfine yol açacaktı.

Karanlık Madde Dağılıyor; Güneş Benzeri Bir Yıldız Etrafındaki İlk Ötegezegen

51 Pegasi b ilk keşfedilen öte gezegen değildir. Ancak onu farklı kılan şey Güneş’e benzer bir yıldız etrafında keşfedilen ilk gezegen olmasıdır. Bu durum gezegenin keşfinin muhteşem olduğu anlamına geliyor. Bu öte gezegen astrofizikçi Michel Mayor ve doktora öğrencisi Didier Queloz tarafından keşfedildi. 51 Pegasi b, bizim mükemmel bir dengede olan gezegenimize kıyasla çok farklı. Yüzeyinde hiç su yok ve bildiğimiz formda yaşam barındırmıyor.

Astronomlar bu uzak dünyanın sadece bir gaz devi olduğunu keşfetmek de kalmadı. Aynı zamanda cismin 1000 santigrat derecenin üzerine sıcaklıklara maruz kaldığını keşfettiler. Bu durumda bildiğimiz evrenin yapısı açısından çok ilginçti. Dünyanın 150 katı kütleye sahip ötegezegen aynı zamanda kütle çekimsel olarak kilitliydi. Yani gezegenin bir yüzü sonsuza dek Yıldızı 51 Pegasi b’nin yakıcı sıcağına bakıyordu.

51 Pegasi b’nin keşfi o dönemdeki teorilere uymuyordu.  Böylece astronomlar farklı bir yol izlediler.  Gezegen oluşumu ve evren modellerinde bu gezegene yer verebilmek için yeni yöntemler bulmak durumunda kaldılar. Dolayısıyla bu durum evrenin yapısı konusu açısından muhteşem bir katkı sağladı. Ayrıca daha sonra Didier Queloz bu ve benzeri çalışmalarından dolayı Nobel Ödülü alacaktı.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Evrenin Yapısı Hakkındaki Büyük Uzay Keşifleri Nelerdir?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Hedera Güncel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!