USD35,20
EURO36,75
JPY0,225600
RUB0,341300
GBP44,32
EURO/USD1,04
BIST9.724,50
GR. ALTIN2.968,73
BTC97.450,57
featured

Emekliye zam var mı, yok mu?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Milletin sırtına 1 trilyon liradan fazla vergiyi, eli titremeden yükleyen bu hükümet, milyonlarca emekliye sıfır maaş artışı verdi. Oysa seçim öncesinde hükümet, emekli aylıklarında adaletsizliği gidermek için kademeli artış sözü vermişti.

Emekli aylıklarında adaletsizlik

Faik Öztrak, “Milletin sırtına 1 trilyon liradan fazla vergiyi, eli titremeden yükleyen bu hükümet, milyonlarca emekliye sıfır maaş artışı verdi. Oysa seçim öncesinde hükümet, emekli aylıklarında adaletsizliği gidermek için kademeli artış sözü vermişti. Erdoğan da emekli maaşlarının iyileştirilmesi için ‘Arkadaşlarına talimat verdiğini’ söylemişti. Bahçeli de memura verilen seyyanen zammın kök aylığa yansıyacak şekilde emekliye de uygulanmasını istemişti. Ama bunların alayı samimiyetsiz çıktı. Dün akşam, emeklileri enflasyona ezdirmemek için önergemizi de verdik. Ama hükümetin büyük ortağı reddetti. Bu konuda sızlanıp duran küçüğü de görmezden geldi. Dolaylı olarak reddetti. Emeklilerimiz de Erdoğan’ın, ekonomik soykırımının kurbanı olacak” dedi.

Emeklilerimiz Soykırım Kurbanı gibi!

Öztrak, şöyle konuştu:

“HÜKÜMET EKONOMİYİ DARMADAĞIN ETTİ”

“Değerli basın mensupları, ‘Nereye gideceğini bilmeyen kaptana hiçbir rüzgâr yardım edemez.’ Hükümet ekonomiyi darmadağın etti. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinden önce, tüm düğmelere aynı anda bastı. Merkez Bankası’nın kasasında döviz bırakmadı. Ekonomiyi büyük bir istikrarsızlığa sürükledi. Ekonomiyi içine sürüklediği bataklığı, seçim sürecinin son durağı olan, yerel yönetim seçimlerine kadar, milletten gizleme çabasına girdi. Bunun için görevden aldığı eski bakan Mehmet Şimşek’i yeniden ekonominin başına atadı. Amerika’dan Merkez Bankası Başkanı ithal etti. O güne kadar uyguladığı politikalara kendi atadığı bakanın, akıl dışı demesini duymadı. Merkez Bankası’nın tabela faizlerini artırmasına göz yumdu. Ama kimseyi akılcı politikalara döneceğine ikna edemedi. Beklediği para da ne dışarıdan ne de içeriden geldi.

“BİR ÇAY BİR SİMİT BİLE VATANDAŞA LÜKS OLDU”

Erdoğan, kendi yanlışlarının sonucunda, millete içirmesi gereken acı ilacı, mart ayında yapılacak seçimlere kadar dış borçla erteleyebilme, hedefinden uzaklaştıkça millete yükleniyor. Torba yasayla, ÖTV’yi, KDV’yi, gelir ve kurumlar vergilerini artırdı. Vatandaştan bu yılın MTV’sini almıştı, ‘Bir MTV daha ödeyeceksin’ dedi. Milletin sırtına toplamda 1 trilyon 150 milyar liralık vergi yüklendi. Alınan vergilerin üçte ikisi tüketim vergisi. Yani dar ve sabit gelirli vatandaşların üzerinde kalacak. Hükümet fiyatını belirlediği mal ve hizmetlere de zam üstüne zam yapıyor. Artık bir çay bir simit bile vatandaşa lüks oldu. Geçtiğimiz ay yapılan yüzde 43 dev zammın ardından, çaya bu ay da yüzde 9,5’luk bir zam daha geldi. Çiğ süt fiyatlarına yüzde 35 zam geldi. Bu da önümüzdeki günlerde market raflarındaki süte, yoğurt, peynir gibi süt ürünlerine zam demek.

“VATANDAŞA ÇAY KAŞIĞIYLA VERİLEN, KEPÇEYLE GERİ ALINACAK”

Enflasyon son aylarda baz etkisiyle bir miktar düştü. Ama bu etki bitti. Önümüzdeki aydan itibaren, TL’nin değer kaybetmesi, dolaylı vergilerin, harçların artırılması ve zamlar nedeniyle enflasyon yeniden hızlanacak. Erdoğan ne kadar ‘Tek haneli enflasyon’ masalı anlatırsa anlatsın, enflasyon cephesinde yılın ikinci yarısında işlerin hiç kolay olmayacağı anlaşılıyor. Vatandaşa çay kaşığıyla verilen, kepçeyle geri alınacak.

“SEÇİMDE BASILAN GAZA RAĞMEN EKONOMİ YAVAŞLAMA SİNYALLERİ VERİYOR”

Bu ülkede işsizlik hala can yakıyor. İş-Kur’a kayıtlı işsiz sayısı, son 4 aydır 2,5 milyonda çakıldı kaldı. Ekonomi yavaşlıyor. Bugün konut satışları açıklandı. Haziran’da konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44,4 azaldı. Bu, konut satışlarında temmuz 2021’den bu yana en sert düşüş. Sanayi üretimi yıllık olarak bakıldığında, son yedi ayın beşinde geriledi. Seçimde basılan gaza rağmen ekonomi yavaşlama sinyalleri veriyor.

“BİR PROGRAM OLMADIKÇA BU SARMALDAN ÇIKMAK MÜMKÜN DEĞİL”

Erdoğan’ın ‘model’ dediği safsatayı uygulamaya başladığı, 2021’in ekim ayından bugüne, cari açık her ay arttı. Rekor üstüne rekor kırıyor. 20 aylık cari açık 87 milyar dolar oldu. Dışarıdan para gelmedi. Açığın 36 milyar doları, ülkenin kasasındaki dövizler satılarak finanse edildi. Ama tulumbada su bitti. Güçlü çıpalara sahip, tüm kesimlerin uzlaştığı, adil olduğunu kabul ettiği, saydam ve hesap verebilir bir biçimde uygulanan ve gömleğin ilk düğmesini yönetimin kendi harcamalarında, radikal bir tasarrufa giderek iliklemeye başladığı, bir program olmadıkça bu sarmaldan çıkmak mümkün değil.

“TEK BİLDİKLERİ, HEP ZENGİNİ DAHA ZENGİN, FAKİRİ DAHA FAKİR YAPMAK”

Erdoğan Litvanya dönüşünde, ‘Ekonomi programımızı, tavizsiz uygulayacağız’ diyor. Bu kaçıncı program diyeceğim ama, ortada açıklanmış bir program yok. Bahsettiği ekonomi programını ne gören var ne de duyan… Zam çok, vergi çok, yoksulluk çok, açlık çok. Program da huzur da yok. Tek bildikleri, hep zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmak. Millete ise ekonomik soykırım uygulamak. Tulumbada su kalmadı. İrrasyonel politikaların mucidi, uçağı havadayken, rasyonel politikalar güzellemesi yapıyor. Ama samimiyetsizlik diz boyu. ‘Mış’ gibi yaparak, seçime kadar bu işi, aspirinle idare edebilir miyim diye bakınıyor.

“YAZDIKLARI BÜTÇE AÇIĞINI İKİYE KATLAYIP REKOR KIRACAKLAR”

Ek bütçe dedikleri bir ucubeyi bugün Meclis’e sundular. Getirdikleri ek bütçede, milletten toplayacakları 1 trilyon 150 milyarlık verginin karşılığına, 1 Trilyon 150 milyar liralık harcama yazmışlar. Çünkü ek bütçede açık yasal olarak yazılamıyor. Ek yapılan harcamalarda her şey var ama kamu çalışanlarının maaş ve ücretlerine, emeklilerin aylıklarına, ikramiyelerine yapılan zamlar, sosyal güvenliğe devlet katkısındaki artış gibi, toplamda 794 milyar liralık ek harcama ek bütçede yok. Bunu, Cumhurbaşkanına verdikleri insaf dışı, ödenek yazma yetkisiyle bütçeye, karşılığına gelir yazmadan yazacaklar. Yazdıkları bütçe açığını ikiye katlayıp rekor kıracaklar. Cumhurbaşkanının net borçlanma yetkisinin de insafsızca üçe katlayarak memleketin bütçesini, kaderini tek kişinin iki dudağının arasına bırakacaklar.

“BÜTÇE AÇIĞININ ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNÜ DE PARA BASARAK KARŞILAYACAKLAR”

Nerede kaldı millet iradesinin tecelligahı TBMM’nin bütçe hakkı? Torba yasayla kur korumalı mevduatın yükünü, Hazine’den Merkez Bankası’na devrettiler. Bütçe açığının önemli bir bölümünü de para basarak karşılayacaklar. Anayasa’ya, yasalara aykırı, saydamlıktan, hesap vermekten uzak, bu bölük pörçük uygulamalarla, güveni artırmıyorlar, aksine azaltıyorlar. Milletimize çıkacak acı faturayı, her gün biraz daha ağırlaştırıyorlar.

“DÜNE KADAR TU-KAKA OLAN AB ÜYELİĞİ DE BİRDEN TORBADAN ÇIKIVERDİ”

Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğine onay verdi. Ama samimiyetsizlikte burada da zirve yaptı. Tek bir imzayla, daha önce Meclis’in onayladığı İstanbul sözleşmesini bitiren, kibirli Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliği konusunda ‘Yetki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde demeye başladı. Düne kadar tu-kaka olan AB üyeliği de birden torbadan çıkıverdi. Anlaşılan birileri ona geçmişte AB üyeliği gündemdeyken Türkiye’nin ne kadar rahat para bulduğunu anlatmış. Atalarımız ‘borçlunun yalımı alçak olur’ diye boşa dememiş. Seçimlerden önce, ekonomide yaptığı hataları borçla gizleyebilmek için bakalım Erdoğan’ın süngüsü daha ne kadar düşecek? Bunu öğrenmek için, çok fazla beklemeyeceğiz. Şimdi Erdoğan Körfez yolcusu. Bakalım oralarda, para gelsin diye nelere evet diyecek? Borç almak için hangi emirleri alacak? Hep birlikte göreceğiz.

TARTIŞMALI PEK ÇOK DAVANIN HÂKİMİ ADALET BAKAN YARDIMCISI YAPILIYOR

Erdoğan döneminde, cari açık ve bütçe açığının yanında Türkiye’nin en önemli açıklarından biri de itibar açığı oldu. Bir siyasetçi için, bir siyasi parti için ‘İktidarda’ kalmak önemlidir. Ama İsmet Paşa’nın dediği gibi bundan çok daha önemli olan şey ‘İtibarda’ kalmaktır. Bir hükümet için itibar, vatandaşına hak ettiği refahı sağlamakla, hakkı, hukuku, adaleti korumakla, insanlarına güven vermekle, onların ihtiyaç duyduğu hizmetleri en iyi bir şekilde sağlamakla, yaptıklarının hesabını vermekle olur. Ülkemizi, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 15 sıra, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 20 sıra, Dünya Mutluluk Endeksi’nde 43 sıra, İnsani Özgürlük Endeksi’nde 46 sıra gerileten, Erdoğan bunların hiçbirini yapmadı. Hukuk devletini bitirdi. Bu ülkede artık hakimler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıları, Yargıtay dava daireleri, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımıyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayan, kamuoyundaki tartışmalı pek çok davanın hakimi Adalet Bakan Yardımcısı yapılıyor.

EMEKLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMEMEK İÇİN ÖNERGEMİZİ DE VERDİK. AMA HÜKÜMETİN BÜYÜK ORTAĞI REDDETTİ

Milletin sırtına 1 trilyon liradan fazla vergiyi, eli titremeden yükleyen bu hükümet, milyonlarca emekliye sıfır maaş artışı verdi. Oysa seçim öncesinde hükümet, emekli aylıklarında adaletsizliği gidermek için kademeli artış sözü vermişti. Erdoğan da emekli maaşlarının iyileştirilmesi için ‘Arkadaşlarına talimat verdiğini’ söylemişti. Bahçeli de, memura verilen seyyanen zammın kök aylığa yansıyacak şekilde emekliye de uygulanmasını istemişti. Ama bunların alayı samimiyetsiz çıktı. Biz haftalardır, ‘Gelin emeklilerimize hak ettikleri insanca yaşamı sağlayacak bir aylığı verelim. Bununla ilgili düzenlemeyi hep birlikte yapalım’ diyoruz. Dün akşam, emeklileri enflasyona ezdirmemek için önergemizi de verdik. Ama hükümetin büyük ortağı reddetti. Bu konuda sızlanıp duran küçüğü de görmezden geldi. Dolaylı olarak reddetti.

“EMEKLİLERİMİZ DE ERDOĞAN’IN, EKONOMİK SOYKIRIMININ KURBANI OLACAK”

Şimdi emeklilerin sadece bir kısmına verilen zam da hükümetin getirdiği vergilerle, yapılan zamlarla, değer kaybeden Türk lirasıyla, yıl sonuna kadar misliyle geri alınacak. Emeklilerimiz de Erdoğan’ın, ekonomik soykırımının kurbanı olacak. Hükümet, 8 ay sonra yapılacak seçimlere kadar, sebep olduğu ekonomik soykırım konuşulmasın diye, elinden geleni yapıyor. İlk hedefi; CHP, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve bize destek 25,5 milyon insanı dağıtmak, etkisizleştirmek, susturmak. İpe sapa gelmez iftiralarına yerde gökte devam ediyor.

“KIZ ÇOCUKLARINI EĞİTİMİN DIŞINDA TUTMANIN PEŞİNDELER”

Yaklaşan yerel seçimlere giderken, milleti bölünmüş şekilde tutmak istiyor. Roller de troller de belli. Feshane’de sergiler basılıyor. Festivaller iptal edilsin diye kampanyalar yapılıyor. Trollerin hedef gösterdiği sanatçıların, konserleri iptal ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturtulan zat, karma eğitimi tartışmaya açmaya çalışıyor. Erdoğan’ın ortağı, Hizbullah’ı terör örgütü diye kabul etmeyen partinin milletvekili karma eğitime ‘dayatma’ diyor. Bu hükümet ideolojik vesayetle eğitim sistemini mahvetmeyi sürdürüyor. Kız çocuklarını eğitimin dışında tutmanın peşindeler. Bu çağda eğitimin sorunu bu mu? Çağdışı kalmış kafalara eğitimi teslim ederseniz sonuç bu oluyor. Ama oyun içinde oyun var. Hükümetin planı, yaşam biçimi farklılıkları üzerinden, milleti ayrıştırarak, bölerek, ekonomik soykırımı unutturmak, aradan sıyrılmak. Bunun için de yerel seçimlere kadar elinden geleni yapacak.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 

 

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Emekliye zam var mı, yok mu?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Hedera Güncel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!