CHP Sözcüsü Faik Öztrak’tan asgari ücret tepkisi. Öztrak “Önemli olan miktar değil satın alma gücüdür” dedi.
Bu Yazıda Neler Var?
- Asgari Ücret ne kadar olacak?
- Faik Öztrak basın toplantısı düzenledi, şunları söyledi:
- “BORÇ ALAN EMİR ALIR”
- Bütçe açığı artıyor
- TÜFE’DE 2023 İTİBARİYLE DÜNYADA 12’İNCİ SIRADAYIZ
- TÜRKİYE’YE LAF DEĞİL, PROGRAM LAZIM
- MÜBAREKLERİN PARMAĞININ DEĞDİĞİ YERDEN GAZ FIŞKIRDI, PETROL FIŞKIRDI
- Enflasyon emekçiyi eziyor
- ASGARİ ÜCRET EN AZ 15 BİN LİRA OLMALI
Asgari Ücret ne kadar olacak?
Faik Öztrak’tan asgari ücret hakkında açıklama geldi. Öztrak “CHP olarak yaptığımız hesaplamalar ve görüşmeler çerçevesinde; asgari ücretin, en az 15 bin lira olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüksek enflasyon ortamında, emekçilerimizin gelirlerini korumak için, sendikaların, asgari ücretin her çeyrekte gözden geçirilmesi talebini de destekliyoruz. Bize göre mesele, asgari ücretin ne olduğu değil ne satın aldığıdır. O yüzden de bu hayat pahalılığını bitirecek politikaların, vakit geçirilmeden açıklanıp uygulanması gerekir. Diğer taraftan, ülkemizde çalışanların yarısından fazlası açlık sınırı altındaki asgari ücret veya civarında ücrete mahkûmdur. Gelişmiş ülkelerde istisnai bir ücret olan asgari ücret, ülkemizde artık ortalama ücret haline gelmiştir. Acil çözüm bekleyen sorunlarımızdan biri de bu ülkenin insanlarının insanca yaşayacak ücrete, maaşa ulaşmasıdır” dedi.
Faik Öztrak basın toplantısı düzenledi, şunları söyledi:
“NEDEN İHRACATI ANLATIRKEN, REKORLAR KIRAN İTHALATI YİNE CAMİ AVLUSUNA BIRAKIP KAÇTINIZ”
Hazreti Mevlâna, ‘İnsan bir ağaca benzer, kökü sözünde durmaktır’ diyor. AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bugüne kadar, milletimize pek çok söz verdi ama tutmadı. 2011 genel seçimlerine giderken, 2023 hedeflerini açıklamıştı. Bunları önce partisinin seçim beyannamesine yazdı. Daha sonra Kalkınma Planı’na yazdı. Hükümetin resmi hedefi haline getirdi ve sene 2023, Erdoğan Taahhütlerinin hiçbirinin yanına bile yaklaşamadı ama millete verdiği sözleri tutmayan Erdoğan’ın, yüzü de bir türlü kızarmıyor. En son Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Olağan Genel Kurulu’nda, ‘İhracatı bu yıl 265 milyar dolara, 2028’de de 400 milyar dolara’ çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. İyi de hani 2023 ihracat hedefi 500 milyar dolardı? Bu hedef nasıl yarıya indi? 500 milyar dolarlık ihracat taahhüdünüze, 2023’ten 5 yıl sonra bile neden ulaşamıyorsunuz?
“BORÇ ALAN EMİR ALIR”
Erdoğan, iki yıl önce, millete program diye yutturmaya kalktığı, ‘Rasyonel olmayan’ politikalar manzumesinde dış ticaret açığını düşüreceğini vadetmişti. Oysa, dış ticaret açığı rekor üstüne rekor kırıyor. Cari açık ise ilk 4 ayda, 30 milyar dolara ulaştı. Hükümet, bunu finanse edecek borcu bulamadığı için, Merkez Bankası’nın 23 milyar dolar rezervini satmak zorunda kaldı. 12 aylık cari açık ise 58 milyar dolarla, son 11 yılın rekorunu kırdı. Erdoğan neden bunlardan hiç söz etmiyor? Önümüzdeki 1 yılda ödememiz gereken dış borç 203 milyar dolar. Cari açık bu seviyede sabit kalsa, yurt dışından bir yılda bulmamız gereken finansman 261 milyar dolar. Bunu nereden bulacaklar açıklayan yok. Erdoğan bu parayı bulmak için, Hangi tefecilerle iş birliği yapacağından hiç söz etmiyor. Londra mı, New York mu yoksa Körfez tefecileri mi? ‘Ne fark eder?’ demeyin… Borç alan emir alır. Sarayın kibirlisinin kimlerden emir alacağını bilmek de bu milletin hakkıdır.
Bütçe açığı artıyor
Akıl dışı politikalarının sebep olduğu tek açık, cari açık değil. Bütçe açığı da hızla artıyor. Yılın ilk beş ayında bütçe açığı 264 milyar liraya ulaştı. Bütçe Kanunu’nun bu yıl için öngördüğü açık 659 milyar TL ama gelir ve giderlerin ilk beş ayda geldiği seviyeyi, geçtiğimiz yılın eğilimleriyle yılsonuna çektiğimizde, 2023 sonunda bütçe açığı 1,5 trilyon lirayı aşıyor. Bütçe açığı iki kattan fazla artacak. Peki, gelen ek yük nereden karşılanacak? Konuşan, açıklayan yok. Öyle uçakta ‘Kaynak arayışlarımız sürüyor’ diye, yandaş medyaya hava atarak hiçbir sorun çözülmüyor. Ekonomi yönetimindeki Bakan Yardımcılıkları, Merkez Bankası Başkan Yardımcılıkları gibi, kilit atamaların neden hala yapılmadığının, neden ortada bir ek bütçe teklifi olmadığının, dengelerdeki hızlı bozulmayı durduracak, bir eylem planının açıklanmamasının izahı var mı? O da yok.
TÜFE’DE 2023 İTİBARİYLE DÜNYADA 12’İNCİ SIRADAYIZ
Erdoğan ülkeyi yönetemiyor. Varsa yoksa algı yönetmekle uğraşıyor. Yalan dolan sahte videolar, 32 kısım tekmiline birden algıyı değiştirmek için bunlara milletin kasasından milyonlar, milyarlar ödeniyor. Erdoğan enflasyonla mücadele edeceğine, ihracatçılara enflasyonu anlatırken, ‘Bir süredir tüm dünyayla birlikte, bizim de başımızı ağrıtan enflasyon’ diyerek topu yine taca atıyor. Victor Hugo’nun söylediği gibi Paris’te ‘Caddenizi yıkayan suyun Nil Nehri’nden geldiğini varsaymak ilginç bir saplantıdır…’ Erdoğan, enflasyonun, kendinin irrasyonel politikalarının ve saplantılarının paramızı pul etmesinin sonucu olduğunu unutturmaya çalışıyor. Dünyada gıda fiyatları Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından geçen yılın mart ayında tarihi zirvelerine tırmanmıştı. O günden bugüne yüzde 22 düştü. Bizde ise aynı dönemde yüzde 75 arttı. Demek ki gıda enflasyonu dünyadan değil, bal gibi sizden. Dünyada gıda enflasyonunda tüm ülkeler arasında sekizinci sıradayız. Rakiplerimiz, Sierra Leone, Gana, Laos gibi ülkeler. TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla dahi TÜFE’de 2023 itibariyle dünyada 12’inci sıradayız. Ama enflasyonu düşürmek için hala ortada bir eylem, bir program yok. Laf çok.
TÜRKİYE’YE LAF DEĞİL, PROGRAM LAZIM
Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceklermiş. Seçim belirsizliği ortadan kalkmış, artık bu konuda elleri daha güçlüymüş. Yeni ekonomi kadrolarının da birinci önceliğini bu meselenin çözümü oluşturuyormuş. Hadi düşürün enflasyonu, elinizi tutan mı var? Bu beylik, boş lafları geçeceksiniz. Türkiye’ye laf değil, program lazım, eylem lazım. Devlet gerçek ötesi uyduruk algılarla, söylemlerle yönetilmiyor.
MÜBAREKLERİN PARMAĞININ DEĞDİĞİ YERDEN GAZ FIŞKIRDI, PETROL FIŞKIRDI
Bir diğer algı yönetimi de doğal gaz ve petrol bulma meselesinde yaşanıyor. ‘Karadeniz’deki gazı bir ay bedava veriyoruz’ diye yola çıktılar, Putin’in Erdoğan’a seçim desteği olarak, kredili verdiği Rus gazını dağıttılar. Yetmedi, ‘Gabar’da petrol bulduk, Amerika çatladı, Avrupa çatladı’ hikayeleri anlattılar. Dönemin İçişleri Bakanı’na göre öyle bir petrol bulundu ki, ‘Benzeri ancak Suudi Arabistan’da olan, çıktığı gibi traktöre koysanız çalıştıracak’ bir petrol… Yetmedi, Cudi’de petrol bulduk. Yetmedi, Kato’da da petrol bulduk. Mübareklerin parmağının değdiği yerden gaz fışkırdı, petrol fışkırdı. Yandaş kanallar, besleme gazeteciler anlattı da anlattı. Ama bulunduğu söylenen bunca gaza, petrole rağmen dünyada petrol fiyatları aynı kalırken, bizde seçimin başından bu yana benzin fiyatları yüzde 21, mazot fiyatları yüzde 19 arttı. Bu akşam da mazota 1 lira 64 kuruş daha zam bekleniyor. Nerede bu gazlar petroller? Atmayın, din kardeşiyiz.
Enflasyon emekçiyi eziyor
Hükümet algı yönetimiyle uğraşırken, kiralar aldı başını gitti. Vatandaş oturacak ev bulamıyor. Tek göz depodan bozma evlere, binlerce lira kira isteniyor. . Darda olan çiftçi, büyük zarar ediyor. Kiracı ızrar halinde. Çiftçi ızrar halinde. İşsiz ızrar halinde. Emekli, emekçi ızrar halinde. Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. Mayıs ayında açlık sınırı 10 bin 360 liraya yoksulluk sınırı 33 bin 750 liraya çıkmış. Şimdilerde, ülkede açlık sınırı altındaki asgari ücretin ne olacağının pazarlığı yapılıyor. Önceki Çalışma Bakanı 500 dolar bazında asgari ücret vadetmişti. Ama şimdi hem hükümetten hem işveren tarafından ‘TL konuşalım’ sesleri yükseliyor. Hükümet, ‘İşçiyi enflasyona ezdirmeyeceklerini’ söyledi. Ama bahsettiği w-enflasyonun hangi enflasyon olduğunu söylemedi. İşçiyi hangi enflasyona göre ezdirmeyeceksiniz? TÜİK’in makyajlı tüketici enflasyonu mu? Gıda enflasyonu mu? İstanbul Ticaret Odası’nın enflasyonu mu? Yoksa bağımsız araştırmacıların enflasyonu mu? Bir tek asgari ücretin en son ilan edildiği yılbaşından bu yana enflasyon nedeniyle, emekçinin ücretindeki erimeyi telafi etmek yetmez.
ASGARİ ÜCRET EN AZ 15 BİN LİRA OLMALI
Emekçiyi yılın kalanında enflasyona ezdirmemek için, beklenen enflasyon ve refah payı kadar da bir ilave artış yapmak gerekir ve tabii, yapılacak artışta açlık ve yoksulluk sınırlarını da dikkate almak gerekir. Biz CHP olarak yaptığımız hesaplamalar ve görüşmeler çerçevesinde, asgari ücretin, en az 15 bin lira olması gerektiğini düşünüyoruz.
Ayrıca, bu yüksek enflasyon ortamında, emekçilerimizin gelirlerini korumak için, sendikaların, asgari ücretin her çeyrekte gözden geçirilmesi talebini de destekliyoruz. Bize göre mesele, ‘Asgari ücretin ne olduğu değil ne satın aldığıdır.’ O yüzden de bu hayat pahalılığını bitirecek politikaların, vakit geçirilmeden açıklanıp uygulanması gerekir. Diğer taraftan, ülkemizde çalışanların yarısından fazlası açlık sınırı altındaki asgari ücret veya civarında ücrete mahkûmdur. Gelişmiş ülkelerde istisnai bir ücret olan asgari ücret, ülkemizde artık ortalama ücret haline gelmiştir. Acil çözüm bekleyen sorunlarımızdan biri de bu ülkenin insanlarının insanca yaşayacak ücrete, maaşa ulaşmasıdır.