İsveç’in NATO’ya katılım protokolü, Dışişleri Komisyonu’nun bugün yaptığı toplantıda, AKP, MHP ve CHP’li üyelerin oylarıyla kabul edilerek TBMM Genel Kurulu’na sevk edildi. İYİ Parti ve Saadet Partili üyelerin “Hayır” oyu kullandığı oylamaya DEM Parti’li milletvekilleri ise katılmadı.
Bu Yazıda Neler Var?
- İsveç’in NATO’ya katılımı komisyonda kabul edildi
- “İSVEÇ BÜYÜKELÇİSİ KUTSAL DEĞERLERİMİZE SALDIRILARI TASVİP ETMEDİKLERİNİ VURGULADI”
- “SAVUNMA SANAYİNDEKİ KISITLAMALAR HEPİMİZ İÇİN CİDDİ SIKINTI”
- “İSVEÇ’IN NATO’YA ÜYELIĞIYLE BIRLIKTE AVRUPA ATLANTIK COĞRAFYASINDA BOŞLUK KALMAYACAK”
- İYİ PARTİ ANKARA MİLLETVEKİLİ KÜRŞAD ZORLU
- CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ OĞUZ KAAN SALICI
- “İADELERDE, SINIR DIŞINDA YENİ BİR DURUM YOK, DERDEST TALEPLERİMİZ VAR, BUNLAR HALA İŞLEMDE”
- CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ NAMIK TAN
- CHP ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ UTKU ÇAKIRÖZER
İsveç’in NATO’ya katılımı komisyonda kabul edildi
TBMM Dışişleri Komisyonu, içinde İsveç’in NATO’ya katılım protokolünün de yer aldığı toplam 10 anlaşmayı görüşmek üzere, bugün toplandı.
Komisyon Başkanı AKP Ankara Milletvekili Fuat Oktay, toplantının başında açılış konuşması yaptı. Pençe Kilit operasyonunda şehit olan 12 asker için taziye dileklerini ileterek sözlerine başlayan Oktay, “Terörün her türüyle, kimden gelirse gelsin mücadelemiz karalılıkla devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti, bu konuda hem gerekli kararlılığa hem de bununla mücadele için gerekli kudrete sahiptir” dedi.
Oktay, sözlerine özetle şöyle devam etti:
“İSVEÇ MAKAMLARININ MÜTTEFİKLERİMİZDEN BEKLEDİĞİMİZ DAYANIŞMA RUHU İÇERİSİNDE HAREKET EDİP ETMEYECEĞİ HUSUSUNU SORGULAMAKTAYIZ”
“Ülkemiz sıcak çatışmalar, terör tehdidi ve insani krizlerle dolu bir bölgenin merkezinde. Dış politikamızda temel hedefimiz; bu ateş çemberinden kurtulmak için öncelikle ülkemizin çevresinde, sonrasında da bölgemizde ve daha ilerisinde dost ve müttefik ülkelerden oluşan bir barış ve istikrar çemberi oluşturmak. İsveç makamlarının terörle mücadele, askeri malzeme satışları ve savunma sanayi iş birliği gibi konularda müttefiklerimizden beklediğimiz dayanışma ruhu içerisinde hareket edip etmeyeceği hususunu sorgulamaktayız. İsveç geçmişte özellikle PKK varlığı ve faaaliyetleri bakımında Avrupa’da bir merkez haline gelmiş, 2015 sonrasında FETÖ unsurları da bu ülkede yuvalanmaya başlamıştır.
“İSVEÇ BÜYÜKELÇİSİ KUTSAL DEĞERLERİMİZE SALDIRILARI TASVİP ETMEDİKLERİNİ VURGULADI”
Geçtiğimiz günlerde İsveç’in Ankara Büyükelçisini davet ettik. Büyükelçi, ülkesinin 3’lü mutabakat (Madrid Zirvesi’nde imzalanan) çerçevesindeki taahhütlerinin yerine getirmesi konusunda kararlı ve ciddi olduklarını, bunun ülkemizle yakın işbirliği çerçevesinde NATO’ya üyelikleri sonrasında da devam edeceğini ifade etmiştir. Özellikle terörün finansmanı ve terör örgütlerine destek sağlanmasının engellenmesi konusu başta gelmek üzere ciddi çalışmalar yürüttüklerini ifade etmiştir. Büyükelçi, kutsal değerlerimize yönelik çirkin saldırıların engellenmesi konusunda da gerekli düzenlemelerle ilgili çalışma başlattıklarını, öte yandan ne hükümetinin ne de İsveç halkının çoğunluğunun bu saldırıları tasvip etmediğini özellikle vurgulamak istediğini belirtti.
İsveç’in NATO’ya katılımına ilişkin Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar, şunları söyledi:
“SAVUNMA SANAYİNDEKİ KISITLAMALAR HEPİMİZ İÇİN CİDDİ SIKINTI”
“İsveç’in NATO’ya üyeliğinin kendi parametreleri içinde değerlendirilmesinin faydalı olacağı düşüncesindeyiz. Terör örgütü mensuplarının ülkemize iadesi sürecini ilgili kurumlarımızla takipteyiz. ABD’nin SDG_YPG yakınlığından duyduğumuz rahatsızlığı sürekli dile getiriyoruz. NATO içinde dostluk ruhu ile bağdaşmayan bazı muameleler söz konusu. Savunma Sanayide kısıtlamalar hepimiz için ciddi sıkıntı. Savunma sanayideki engellemeler getiren ülkelerin sayısı ciddi şekilde azalmakta. İsveç’in attığı adımlarla yaptırımlar uygulamıyor. Finlandiya içinde geçerli bu durum.
Kutsal kitabımıza yönelik ifade özgürlüğü adı altında gerçekleştirilen saldırıları asla kabul etmiyoruz. Tüm bu eylemlerin faillerini de biliyoruz. İsveç Başbakanlığı sosyal medyadan yapılan paylaşımlarda din hürriyetinin anayasal hak olduğu bireylerin tek başına ya da birlikte ibadet edebileceği vurgulandı. Önemli ilerlemeler sağlandığını söylemek hakkaniyetli olacaktır. Başarıyı sadece varılan noktayla ölçmek mümkün olmuyor başlangıç noktası ve varılan mesafe arasındaki mesafeyi ölçmek gerekiyor. NATO üyeliğinin ardından bu ilerlemelerin devam edeceğine inanıyoruz, İsveç’in taahhüdü, bu noktada bunun takipçisi olacağız.
“İSVEÇ’IN NATO’YA ÜYELIĞIYLE BIRLIKTE AVRUPA ATLANTIK COĞRAFYASINDA BOŞLUK KALMAYACAK”
İsveç’in her talebimizi hemen yerine getirmesi beklenmiyor. Bugüne kadar 5 defa toplanan 3’lü daimi mekanizmanın işi sona ermedi. Hem hükümet hem kamuoyu nezdinde terörle mücadele konusunda eski yaklaşımlar artık sorgulanıyor. Bunun hem İsveç’in hem Finlandiya’nın faydasına olduğunu onlar da görüyorlar. İsveç hükümetinin aldığı önlemlerin artık PKK’yı rahatsız ettiğini görüyoruz. Terörle mücadelenin kompleks ve uzun erimli bir mücade olduğunu da biliyoruz. Konuya askeri bakış açısı ile baktığımızda da İsveç’in NATO’ya üyeliğiyle birlikte Avrupa Atlantik coğrafyasında boşluk kalmayacak. Kürt Kızılayı’nın banka hesabı kapatıldı. Hiçbir bankanın kendilerinde hesap açmadığı yönünde bilgi verildi. Söz konusu oluşum maliyeti bizde de durdurulmuştu, bu oluşumun ülkemizdeki mal varlıkları donduruldu.”
Bakan Yardımcısı Akçapar’ın açıklamasının ardından Dışişleri Komisyonu üyesi bazı milletvekilleri de görüşlerini şu cümlelerle ifade etti:
İYİ PARTİ ANKARA MİLLETVEKİLİ KÜRŞAD ZORLU
Siyasi iktidarın seçim öncesinde bu meseleyi seçimde malzeme olarak kullandığı görüşünü tekrarlamama gerek yok. Bunlar belki siyasette belli neticeler veriyor ama bazı sorumsuz olan açıklamalar neticesinde muhataplarımızın beklentisi neticesinde yanlış kaygılar oluşmasına neden oluyor. Hükümetiyle muhalefetiyle milli meselelerde asgari bazı konularda uzlaşmak gerekiyor. Bizim bu konularda tavrımız nettir. Milli güvenliği ilgilendiren konularda devletimizin, milletimizin yanında olacağız. Güvenliğimizi öncelikle kendi sınırlarımızda sağlayabilme sorumluluğu milletimizce bizlere verilmektedir. İsveç’in bizim talep ettiğimiz teröristlerin iadesi konusnda attığı adımlar meçhul. PKK ve FETÖ terör örgütünü birlikte değerlendirmeliyiz, sadece PKK değil FETÖ ile mücadelede, terör örgütü olarak tanınıp tanınmaması noktasında da bilgi verilmeli. Biz bu kararı diyelim verdik, Genel Kurul’dan onaylandı. Bir daha bu kararı bu süreç anlayışıyla yönetme şansımız elimizden alınmaktadır. Biz NATO’nun en güçlü ordularından birine sahibiz, vazgeçilmez bir unsuruyuz ama böylesine bir süreç yaşanırken NATO’nun ABD’nin Güvenlik Konseyi kararlarına olan tutumları da ortada. Biz İYİ Parti Grubu olarak yeni bir adım atılması için sorgulanacağı ikliminde olduğu düşüncesindeyiz. Süreç yönetiminin daha kabul edilebilir bir noktaya getirilmesinin, Türk milletinin güvenlik çıkarlarına uygun bir adım olacağını düşünüyoruz.
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ OĞUZ KAAN SALICI
16 Kasım’dan bugüne neyin değiştiğini merak ediyorum. Gördüğüm kadarıyla bakan yardımcısının dili pozitife dönmüş. 16 Kasım’dan bugüne olumlu yeni bir gelişme olmadığının tespit edilmesi gerekiyor. Teröristlerin iadesi konusunda yeni bir gelişme yok. Terör örgütü olarak PKK ve PKK ile anılan örgütler ve FETÖ anılıyor; FETÖ İsveç yasalarına göre bir terör örgütü olmadığı için istediğimiz kadar FETÖ’den iltisaklı ya da suçlu kişileri isteyelim iade yapma imkanı yok. Yıllar boyu tarafsızlığı ilke edinmiş bir ülkenin NATO’ya üyelğini bizim onaylamamızı haklı çıkaracak gerekçeler olduğunu düşünmüyorum. Bizim parti olarak şimdiyye kadar NATO’nun genişlemesine dair kategorik olarak bir karşı çıkışımız olmadı ama iktidarın kullandığı dilde bir değişiklik varsa, tavır değişikliği varsa bunun altında yatan ana nedeni sorgulamak istiyoruz. Daha net sorayım; F16 konusunda bir değişme var mı?
“İADELERDE, SINIR DIŞINDA YENİ BİR DURUM YOK, DERDEST TALEPLERİMİZ VAR, BUNLAR HALA İŞLEMDE”
Salıcı’nın sorularına yanıt veren Burak Akçapar, “Terör örgütüne üyeliği suç saymayan İsveç’in bunu suç sayan yasayı kendi mevzuatına dahil etmesi çok beklenmeyen bir gelişmeydi ve yaptılar. Bize ve bazı ülkelere bazı ambargolar uyguladıklarını biliyoruz. Bahaneler İsveç’in üyeliğinin gecikmesi sözüyle ortaya konuluyordu. F16 konusnda gelişme var, Cumhurbaşkanımız, ABD Başkanı F16 konusnda İsveç’in üyeliği gerçekleştikten sonra kongrelerinde girişimde bulunacaklarını çok açık ifadelerle teyit etti. İadelerde, sınır dışında yeni bir durum yok, derdest taleplerimiz var, bunlar hala işlemde” dedi.
SAADET PARTİSİ BURSA MİLLETVEKİLİ CEMALETTİN KANİ TORUN: Vizelerin kolaylaştırılması konusunda en ufak adım var mı, yok. Biz zaten f35’leri f16 yüzünden kaybettik. Tamam Biden kongreye söyleyecek… Biz bu oyunu daha önce gördük. Biden’in vereceği sözün hiçbir değeri olmadığı düşüncesindeyim. Biden’in kongreden bu kararı çıkartabileceğinden şüpheliyim. Bu konuda somut adımlar atılmazsa bugün benim oyum reddir. Ancak somut adımlar atılırsa bu olumludur.
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ NAMIK TAN
Biz ne için buradayız, ülkenin çıkarları için bir numaralı çıkarı da Türkiye’nin savunması, her şeyin önünde gelir. F16’lara ihtiyacımız var mı yok mu, istiyor muyuz bu uçakları almayı? Eğer ihtiyacımız varsa, biz buna hayır dediğimiz vakit bu uçakların alınması büyük riske girecek çünkü ABD kongresi tatile giriyor ve bu bildirimi ABD yapacaksa bunun sessizlik sürecinde onaylanması mümkün. Ama biz bunu onaylamadığımız takdirde bir seçim sürecinde ABD. Eğer bu uçaklara ihtiyacımız varsa şimdi en uygun zamandır bunun için. Eğer yok ise bu tutumumuzu sürdüreceğiz, her konuda hesap soracağız. Geçen görüşmeden bu yana bir gram ilerleme söz konusu değil. Biraz samimi olmamız gerekiyor.
CHP ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ UTKU ÇAKIRÖZER
Tam da dış politikayı iç politikada kulanmanın iktidarları nasıl mahçup edeceğini göstergesi. NATO’nun savunmasının güçlenmesi Türkiye’nin güçlenmesine neden olacaktır. Burada yapılan hata üçlü, ikili müzakerelerin kamuoyuna olmayacak şeyleri olacak gibi göstermesi. Bu kişilerin (terör suçlularının) iade edilmeyeceğini herkes biliyordu. F16 meselesi; İsveç’in NATO üyeliği ile F16 sürecini birlikte yürümesi bence yanlıştı. Çünkü ortada büyük bir fiaysko var, F35’i Yunanistan’a veriyorsunuz, ona verilmesini engelleyebiliyor musunuz? Size F16 verirken onlara F35 verecek. Bunları bize başarı gibi anlatamazsınız. Türkiye’nin parasını verdiği F35 uçakları ABD’de duruyor mu durmuyor mu, niye tahkime gitmiyorsunuz? Madem bir müzakere yürüteceksiniz o zaman ben F35’te de olmak istiyorum diyeceksiniz. Bu konuyu iç politikaya alet ederseniz 12 vatan evladının şehit edildiği haftada iadeler yokken İsveç’in NATO üyeliğine evet diyelim diye teklifle gelirsiniz. Bu kararların birlikte çıkması Türkiye’nin çıkarlarına aykırdır, bunun kabul edilmesi doğru değildir.
Konuşmaların ardından oylamaya geçilirken DEM Parti’li milletvekilleri salonu terk etti. AKP, MHP ve CHP’li milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen anlaşmaya İYİ Parti ve Saadet Partili milletvekilleri ise “Hayır” oyu kullandı.