CHP Mersin İl Kongresi başladı. Kongresi Divan Başkanlığı’na seçilen Parti Meclisi (PM) Üyesi Müslim Sarı, “Önümüzdeki dönemde CHP’nin önünde bir değişim fırsatı vardır ama bu değişim fırsatını sadece kişi değişikliğine indirgersek CHP’ye çok büyük kötülük etmiş oluruz diye düşünüyorum. Değişim samimiyet, tutarlılık, içerik ister. Değişimi içeriklendirmek, dünyanın içinde bulunduğu duruma dair okuma yapmak, dönüp Türkiye’ye, partiye bakmayı gerektirir. Yeni siyasal çerçevelere, bakış açılarına CHP’nin ihtiyacı var diye düşünüyorum” dedi.
Değişim sadece kişilerde olmamalı
CHP Mersin İl Kongresi bugün yapılıyor. Kongrede Divan Başkanlığı’na PM Üyesi Müslim Sarı seçildi. Sarı, şunları söyledi:
“Bir seçim yaptık, bu seçimde topluma bir model önerdik. Dedik ki bizler Güçlendirilmiş Parlamenter sisteme döneceğiz bunu da ittifaklarla gerçekleştireceğiz. Bu seçimler bizim için çok kıymetliydi. 100 yılın seçimi diye değerlendiriyorduk, AKP’nin 2002’de açtığı parantezi kapatacak yerine cumhuriyetin 100. yılına doğru giderken bir kere daha cumhuriyet parantezi açacaktık. Ama toplumdan onay alamadık hem parlamentoyu hem cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybettik. Büyük bir toplumsal beklenti vardı. Büyük bir hayal kırklığının içine düştük. Bu kaygının bizden kaynaklanan nedenleri vardı bizden kaynaklanmayan nedenleri vardı.
HEP BERABER SORGULAMAYA İHTİYAÇ VAR
Sürecin içinde bazı yanlışlarımız oldu, bu hatalarımızla ilgili özeleştiriler de yapmamız gereken bir dönemin de içindeyiz. Ama bütün bu sürecin bedelini, günahını bu sürecin başında bulunan, süreci organize eden cumhurbaşkanı adayı olan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na kesmenin genel başkana büyük bir haksızlık olduğuna inananlardanım. Evet biz kaybettik, Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapamadık ama sadece Kemal Kılıçdaroğlu mu kaybetti? Model olarak önerdiğimiz ittifak ortaklarımız burada kaybetmedi mi? Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olduğunda cumhurbaşkanı yardımcısı olacak belediye başkanlarımız kaybetmedi mi? Hepimiz hep beraber kaybettik. Dolayısıyla bir özeleştiri sürecini çalıştırırken sadece genel başkanın bir özeleştiri süreci çalıştırıp gereğini yapmasını talep etmek kadar bu sürece katkı sağlayan herkesin özeleştirisini ve bu sürece katkısını hep beraber sorgulamaya ihtiyaç var diye düşünüyorum.
“DEĞİŞİM FIRSATINI SADECE KİŞİ DEĞİŞİKLİĞİNE İNDİRGERSEK CHP’YE ÇOK BÜYÜK KÖTÜLÜK ETMİŞ OLURUZ”
Bir seçim kaybettik ve seçim kaybının sonucunda parti değişmeli, sorunları var… Ben ‘günaydın’ demek istedim, geç kaldık. Değişimin içeriği ile ilgili ikna edici açıklamalara ihtiyacımız var. Değiştirmek istediğimiz ne yeni bir siyaset okuması mı var? Yeni bir parti modeli mi öneriyoruz? Bütüncül, sistematik bir değişim modelimiz mi var? Bunları tartışmaya ve konuşmaya mı ihtiyacımız var. Bu konuda delegelerimiz, CHP örgütümüz ikna edilemezse, tutarlı, bütüncül bir siyasal çerçeve oluşturulamaz ise o zaman değişimden anlaşılan tek şeyin sadece genel başkan değişikliği olduğu anlaşılır.
Önümüzdeki dönemde CHP’nin önünde bir değişim fırsatı vardır ama bu değişim fırsatını sadece kişi değişikliğine indirgersek CHP’ye çok büyük kötülük etmiş oluruz diye düşünüyorum. Değişim samimiyet, tutarlılık, içerik ister. Değişimi içeriklendirmek, dünyanın içinde bulunduğu duruma dair okuma yapmak, dönüp Türkiye’ye, partiye bakmayı gerektirir. Yeni siyasal çerçevelere, bakış açılarına CHP’nin ihtiyacı var diye düşünüyorum. CHP’nin konuştuğumuzda alt alta dizeceğimiz ve hepimizin de kabul edeceği bütün yönetsel eleştirilere itiraz etmek yeterli değil. Bunların ötesine geçmek gerekir.”